Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | karınca yuvası | anthill i. | ||
He stuck a straw into an anthill. O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu. More Sentences |
||||
Zoology | ||||
Zooloji | karınca yuvası | ant hill i. | ||
Tom poked the ant hill with a stick. Tom bir sopa ile karınca yuvasını karıştırdı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | karınca yuvası | ant nest i. | ||
Genel | karınca yuvası | formicary i. | ||
Genel | karınca yuvası | ant's nest i. | ||
Genel | karınca yuvası | ant pile i. | ||
Biology | ||||
Biyoloji | karınca yuvası | tump [dialect] i. | ||
Zoology | ||||
Zooloji | karınca yuvası | ant heap i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | karınca yuvası gibi kaynamak | be as busy as grand central station f. |
Entomology | ||
Böcek Bilimi | beyaz karınca yuvası | termatarium i. |
Böcek Bilimi | beyaz karınca yuvası | termatary i. |